Sic transit gloria mundi

My name is Ozymandias, king of kings: Look on my works, ye Mighty, and despair! Percy Bysshe Shelley

9 Eylül 2010 Perşembe

Mahmudiye

Osmanlılar, aynen Romalılar gibi, aslında bir denizci devlet olmaktan çok, ayaklarını kuru tutmayı seven bir İmparatorluğun çocuklarıydılar. Ancak kuruldukları bölgenin şartları onları denizci olmaya itmiş. Akdeniz, Avrupa ve Ortadoğu'nun antik dönemden günümüze kadar tarihini çok ciddi bir biçimde etkilemiş bir iç deniz olmasına şüphe yok. Hâl böyle olunca da, iyi bir donanmaya ihtiyacınız var demektir. İşte Mahmudiye de, bu büyük donanmanın 19. Yüzyıl'daki en büyük gemisiydi.

Gemi, 1829'da II. Mahmud zamanında, mühendis Mehmed Efendi ile mimar Mehmed Kalfa tarafından tasarlanıp Haliç Tersanesi'nde inşa edilmiştir. 128 toplu, üç ambarlı bir gemi olan Mahmudiye, dönemin en büyük deniz güçleri olan İngiltere ve Fransa'nın gemilerinden bile büyüktü. 1853-1856 arasında Osmanlı'nın müttefikleriyle beraber Rusya'yla yaptığı Kırım Savaşı'nda da gemi görev almış, fakat II. Abdülhamid devrinde kızağa çekilmiş ve sökülmüştür.

2 yorum:

  1. II. Abdülhamid neden söktürdü bu gemiyi acaba ?

    YanıtlaSil
  2. II. Abdülhamid gemiyi söktürmüştü çünkü donanmanın kendisini tahttan indirmek için kullanılacağından korkuyordu.

    Abdülhamid'in amcası Sultan Abdülaziz, denizlerin hakimi Fransa ve İngiltere'yle başa çıkabilmenin önemli bir şartının da iyi bir donanmaya sahip olmak gerektiğini babası II. Mahmud gibi kavramıştı. O yüzden dönemin dünyadaki en büyük ve gelişmiş donanmasını kurmuştu. Abdülhamid, işte o donanmanın çok büyük bir kısmını tersanelerde çürümeye terkettirirken, zaten eskimiş olan Mahmudiye'yi de parçalatma yoluna gitti. Yazık, çok da güzel bir gemidir. Beşiktaş'taki Deniz Müzesi'nde bir modeli var. Görmediysen, bir gün mutlaka gör derim.

    YanıtlaSil