Sic transit gloria mundi

My name is Ozymandias, king of kings: Look on my works, ye Mighty, and despair! Percy Bysshe Shelley

23 Ocak 2011 Pazar

Yedi Harika III: Artemision

Yedi harika turunun üçüncü durağı Efes'teyiz. Tarihi İyonya'nın en önemli ticaret kentlerinden biri olan Efes, aslen hayli eski bir kent. Çok daha önce Abasa adında Hititler!in Ahhiyawa dedikleri batı Anadolu'da kurulmuş bir kenttir (yaklaşık M.Ö. 1500'ler). Ancak bir İyonya kenti olan ve bildiğimiz Efes olmaya başlaması, Ege Göçleri ve Tunç Çağı'nın Çöküşü olarak bilinen karanlık çağda olmuş. O nedenle mitolojik pek çok kuruluş öyküsü bulunmakta: Herodot, şehrin Amazon Kraliçesi Efos tarafından kurulduğunu söyler. Bir başka efsaneye göre, Atinalı bir prens olan Androklos tarafından kurulduğu söylenir. Bu prens, aynı zamanda 12 şehir devletinden oluşan İyon Birliği'ni de kuran kişi olacaktır. Her nasıl kurulduysa, Efes M.Ö. 660'ta Kimmerler Anadolu'yu tarumar ederken ve Frigler'i yok ederken Efes'i ve tabii o sırada orada bulunan Artemis'e adanmış mabeti de atlamamışlardı. Ancak bu mabet, dünya harikası olan ve Artemision adıyla da anılan tapınak değildi.

Efesli Artemis, Yunanistan'daki Artemis ve Roma'daki Diana'dan biraz daha farklıydı. Eski Yunan ve Eski Roma'da Artemis bir Ay ve Avlanma Tanrıçası iken, Efes'te aynı zamanda Bereket Tanrıçası'ydı da, o da Anadolu kökenli olan Kibele ile bir şekilde bağlantı kurulmasından kaynaklanıyordu. Yunanistan ve Roma'daki figüründen de farklı olarak, bereketi de simgeleyecek şekilde Tapınak'taki heykelinde pek çok göğsü olan bir kadın formundaydı.

Lidya kralı Krezüs, Giritli mimar Chersiphron'a M.Ö. 550'de Artemis için muhteşem bir tapınak tasarlama emrini vermişti. Tasarlanan yapının tamamlanması aşağı yukarı 120 yıl sürdü. Bir tapınak olmanın yanında Artemision aynı zamanda ticari bir merkezdi. Onlarca mermer sütunu, değerli madenlerle kaplı süslemeleri, taş işçiliği ve ihtişamıyla göz kamaştıran bir yapı olduğuna şüphe yok.

Ancak bu ilk Artemision, M.Ö. 21 Temmuz 356'da Herostratus adındaki genç bir adam tarafından - tarihe geçme amacıyla - ateşe verilerek yok edildi. Efes'i yöneten Konsey, bu 'deli'nin idamına karar verdiği gibi, her türlü kayıttan isminin çıkartılmasına ve isminin bir daha kimsece anılmamasına ya da kimseye verilmemesine karar verdi. Aksini yapanların cezası ölüm olacaktı (Roma'da çok sık rastlanan bu cezaya damnatio memoriae, yani hatıranın lanetlenmesi denir). Büyük İskender'in doğduğu gece tapınağın yanması, sonradan İskender'in kendisini tanrılaştırması yönündeki çabaları çerçevesinde, Tanrıça'nın İskender'in doğumunu izlediği için tapınağıyla ilgilenemediği efsanesini yarattı.

Nihayetinde inşasına başlanan ikinci Artemision, İskender'in ölümünden sonra tamamlandı. Bu tapınağın inşasına yardım teklifinde bulunan İskender, bu yardımı tapınakta kendisine de adanmasını, isminin yazılmasını isteyince, Efesliler İskender'i kızdırmadan reddetmenin yolunu, ona "Bir tanrının bir başka tanrının tapınağının inşasına karışamayacağını" söylemekte buldular. Bu yeni yapı da Gotların saldırılarıyla harabeye çevrildi ve ardından restore edildi. Roma İmparatoru Theodosius tarafından 391'de tüm pagan tapınaklarla birlikte, Artemision da kapatıldı. Devrin İstanbul Patriği Aziz Johannes Chrysostomos tarafından dolduruşa getirilen bir grup tarafından 401'de yerlebir edildi. Günümüzde tapınaktan geriye birtakım parçalar kalmış bulunmakta... Bununla beraber, son yıllarda Artemision'u yeniden inşa etmek için birtakım girişimler de yok değil...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder