Sic transit gloria mundi

My name is Ozymandias, king of kings: Look on my works, ye Mighty, and despair! Percy Bysshe Shelley

17 Ocak 2011 Pazartesi

Adnan Polat ve GS Camiası

Şimdi, bir protesto yapıldı, ülkenin gündemi değişti, olay oldu. Yer TT Arena açılış maçı ve sadece ıslıklayarak protestoyu gerçekleştirenler tribündeki taraftarlar. Bu taraftarların oldukça büyük bir kısmı GS’ye gönül verip, Türkiye için büyük sayılabilecek miktarda parayı ödeyerek kombine almış insanlar ve GS yönetiminin davetiye göndererek stada gelmesini sağladığı GS kongre üyeleri ve onların konuklarıdır. Yani protestoyu yapanlar sadece spor alanında değil, birçok alanda Türkiye’nin en büyük camialarından biri olan Galatasaray’a gönül vermiş insanlardır. Adnan Polat’ın basın açıklamasında bahsettiği GS camiasının içinde olmayanlar değil, bizzat camianın en yürekten temsilcileridir. Peki, protesto kime yapıldı? Bir siyasi kişilik haline gelmiş kişiliksiz TOKİ başkanına, onun sahibine, ülkemizdeki siyasi diktaya ve basiretsiz başkanımsı Adnan Polat’a yapıldı.

Protesto sonrası başbakan ve kurmayları stadı terk etmiştir. Adnan Polat da stadyumu terk etmiştir. Protesto edilenlerin orada bulunmak istememesi normal karşılanabilir ama diğer kulüp başkanları stadyumu neden terk etmiştir? Her zaman protesto edilip stadyumu hiç terk etmeyen Adnan Polat neden stadyumu terk etmiştir? Islık sesleri duyulunca eyvah diye bağıran, Kanal D’nin GS’li spiker bozuntusu neden sesi kıstırmak istemiştir?

Bunların hepsinin nedeni tektir. Bu şahısların hepsi sermaye sahipleridir veya sermaye sahiplerinin önemli maşalarıdır. Güç sahibidir bu insanlar ama güçleri sadece masum halkı ezmeye yarayan insanlardır. Yoksa güçleri, değil iktidarın haksızlıkları karşısında durmaya, iktidarın şakşakçılığını yapmamaya bile yetecek kadar bile değildir. Çünkü şu anda, benim ömrüm süresince, ki çok uzun sayılmaz, gördüğüm açık ara en faşist yönetime sahip Türkiye’de yaşamaktayız. Tam da burada, ben bu blogtan başbakanın ve skandallarla dolu iktidarının yaptığı veya yapamadığı olaylarla ilgili yorumsuz uzun uzun, yorumlu buradan Bağdat’a yol olacak kadar yazı yazabilirim ama konumuz şimdilik bu değildir. Ama şunu da belirteyim, marifet duble yol yapmakta değildir, önemli olan sosyal güvencen sayesinde hak kazandığın yıllık izninde, asgari ücretinden ayırdıkların sayesinde ailenle beraber duble yolu kullanarak kafanı dinlemek için yapabileceğin en azından bir tatile gidebilmektir. Bizdeki gibi asgari ücret yüzünden bir torba kömüre muhtaç olmak değildir. Yoksa, Hitler'in Almanya'sında da binlerce kilometre otoban yapılmıştı.

Galatasaray, Türkiye’nin en büyük camialarından biridir. İş adamlarıyla, siyaset adamlarıyla, tiyatrocularıyla, yazarlarıyla, mühendisleriyle, hukukçularıyla, medya çalışanlarıyla ve diğer tüm alanlardaki önemli şahıslarıyla kocaman bir camiadır. Bu ülkede her üç kişiden en az biri Galatasaray’a gönül vermiş durumdadır ve maalesef Adnan Polat, Galatasaray Spor Kulübü’nün başkanıdır. Her zaman övündükleri Galatasaray ismine ve kendilerinden biri olan eski başkanlarına hakaret eden, kendisini TOKİ genel kurulunda zanneden, yalakaları dışındaki kişilere konuşma yapamayacak durumda olan bir TOKİ başkanının tüm söylediklerini yutmuşlardır. En başta da başkan Adnan Polat yutmuştur. Yutmamakla kalmayıp, defalarca özür dileyerek tam tabiriyle sıçıp sıvamıştır. O sözleri yutmayanlar ise Ultraslan haricinde kalan yani parayla GS’li olmayan, gönülden GS’li taraftarlardır. Sözde başkan, taraftarını ve camiasını yalakalık uğruna satmıştır.

Şimdi başkan çıkmış bir de o taraftarı fişlemekle ve cezalandırmakla tehdit ediyor. Peki ortadaki suç ne? Islıklamak. Vay be! Sen kimsin ki birilerini ıslıklıyorsun ey Galatasaray taraftarı! Bundan sonra sen de başkanın gibi, seni kötüleyen, rezil eden, aşağılayan, sana hakaret edenlere yalakalık edeceksin! Yazıklar olsun!!!! Koskoca Adnan Polat, sen ki zamanında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olmuş, o gün adı AKP olmasa da her daim var olan AKP zihniyetine karşı, o dönemde aday olarak çıkmış ama bugünün şartlarından dolayı en az turizm bakanı kadar duruşunu, özünü kaybetmişsindir. Çünkü sen de sermaye sahibisindir. Kaybedecek milyon dolarların vardır. İnşaat şirketin zarar edebilir, aile şirketinizin başına Uzan’ların başına gelenler gelebilir. İktidarın gücüne karşı zaafın vardır. Öbür yandan dört elle sarıldığın Galatasaray başkanlığı koltuğunda sen otururken, Galatasaray vergi kontrollerinden geçirilebilir, kulüp zor durumda bırakılabilir. O konuda da zaafın vardır. Bunların dışında bir de karakterin vardır, onu da zaten hep beraber gördük. Hala o koltukta oturmaktadır ve oturtulmaktadır ya ben daha ne diyeyim.

İşin özüne dönecek olursak, yukarıda büyüklüğünden bahsettiğim GS camiası, GS Spor Kulübü aslında beceriksizler ve iş bilmezlerle doludur. O kadar zengin, o kadar iş adamı, o kadar diplomat GS’ye bir stadyumu yıllardır yapmayı başaramamışlardır. Eğer sen o stadı yapamazsan, sen klubü adam gibi yönetemezsen birileri gelir, güç sahibiyken bir parmak şıklatmasıyla stadyumu, hiçbir Allah lirası falan harcamadan gelir yapar, bununla hava atar, propagandasını yapar, seni de bir güzel aşağılar, üstüne de mazlum ayağına yatıp gücüne güç katar. Siz böyle beceriksiz olur, camianıza sahip çıkamayacak, elindeki gücün ve oturduğu koltuğun önemini anlayamayacak yalaka insanları başkan yaparsanız daha çok aşağılanırsınız.

1 yorum:

  1. çok güzel özetlenmiş keşke herkes bu yazıdan ders çıkarabilse ama nerde

    YanıtlaSil